22 Nisan 2007 Pazar

şeker

Dün köye gittik babamla, ninemin yanına. Sabah köyde pek durmadan bahçeye indik babamla, otları temizledik. Sonra köye geri döndük, babam arılara bakmaya gitti, ben ninemin yanında kaldım. Misafir gelince bol bol muhabbet etmek istiyor kadın doğal olarak, başladı anlatmaya, konuştuk, konuştuk.. Sonunda muhabbet hastalığına geliverdi, çıkardı ilaçlarını, bir sürü ilacı var, artık kullanmak istemiyorum diyor. Geçen hafta şekeri 340'a çıkmış, neden dikkat etmiyorsun kendine dedim. Şeker hapını aldı eline, bak dedi,
-Bu meret zıkkım gibi, çok acı.
-Ee?
-Her gece alıyorum bundan bir tane ama tadı çok acı olduğu için içtikten sonra midem kalkıyor, ben de acısını yatıştırmak için şeker yiyorum.
Şeker hapından sonra şeker yiyen şeker hastası..

18 Nisan 2007 Çarşamba

Neden?

Daha ne kadar sürecek Allah' ım? Bana her şeyi nasip ediyorsun, her istediğim bir şekilde oluyor, bir şekilde mutlu oluyorum ama tek bir şey.. beni onunla mı sınıyorsun, daha ne kadar onu içimde tutmamı, acı çekmemi, onu hayatımın en önemli isteği ve en büyük çıkmazı şeklinde bırakıp O' na bağımlı bir hayat yaşamamı istiyorsun? Ya da şu dağınık kafamın içine neden farklı şeyler sokup ondan uzaklaşmamı sağlamıyorsun? Neden bitti, kurtuldum derken aniden eskisinden daha tepkisiz, uzak bir şekilde O'nu karşıma çıkartıp bağımlılığımı ve üzüntümü biraz daha artırıyorsun?

Ben mutlu olayım ama onlar?

Sevdiğin insanın sevdiğinin annesi vefat ettiği için üzülmek, duygulanmak.. Bugüne kadar sevmediğim bir kişinin annesinin vefatı üzerine sevdiğime, hiç sevmediğim sevdiğine destek olması ve O'na sıkı sıkı sarılması gerektiğini söylemek.. İnsan, düşmanı, rakibi gibi gördüğü bir kişinin mutlu olmasını ancak bu gibi zor durumlarda istiyor sanırım, bu durum da sevdiğinin mutsuzluğunu istemediğinden dolayı.. Diğer zamanlar onların mutluluğunu bozayım, sevdiğini elinden alayım, ben mutlu olayım..

17 Nisan 2007 Salı

kahve..

-Hocam ben Faruk'u Altıparmak'ta gördüm. Geziyordu..
-Altıparmak neresi Büşra?
-Şurası hocam: dırdırdır..
-Faruk sen Altıparmak da mı geziyordun?..
Hocam bana ilgili gibi görünmeye çalışmayın, dersinizi anlatın gidin, ben sizden ders anlatmanızı istiyorum, siz de benden kuzu kuzu dersinizi dinlememi isteyin, sene sonunda birbirimizi tanımayalım, helalleşmeyelim de, hakkımız geçmedi birbirimize..
Yaşantım hakkında küçük dokundurmalarda bulunmayın, sınıftaki edilgen duruşum sizi ilgilendirmesin, arkadaşlarımla samimi olmamı beklemeyin. Hani kütüphaneye gidersiniz, bir kitap ararsınız fakat bulamazsınız, orada bulunan herhangi birinden yardım istersiniz, kitabı bulmanıza yardımcı olur, ardından 5-10 dakikalık bir muhabbet için beraber kahve içer, arkadaş olursunuz, buna benzer bir durum da okulda yaşanıyor benim için. Sınıftaki insanlar benim sadece arkadaşlarım, kitabı bulmama yardım edecek sıradan, bana bir katkısı bulunmayacak insanlar, benimle aynı tür kitapları okuyan, ileride dostum olabilecek kişi sayısı 2 ya da 3 fazla değil. Bu yüzden sizin gibi sınıftaki arkadaşlarım da beni pek alakadar etmiyor..
Lütfen siz de benimle ilgilenmeyin, daha doğrusu ilgili gibi davranmayın.