Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarların birinde bir prenses yaşarmış. Bu prensesin gaddar mı gaddar, kötü mü kötü bir prensi varmış. Prens kötüymüş ama prensesi çok severmiş. Prenses ise prensi sevdiğini zannettiği için o ne derse yapar, sözünden hiç çıkmazmış. Günlerden bir gün bambaşka bir masal ülkesinin prensi çıkagelmiş. Bu prens bizim prensin arkadaşıymış meğer. Prenses görür görmez aşık olmuş yeni prense. Ama imkansızmış bu aşk. Yeni prens çok akıllı, dürüst bir insana benziyormuş. Hiç böyle biri bu ilişkiyi onaylar mıymış... Ülkesinde bu durum çok ayıp karşılanırmış ama bizim prenses epey kararlıymış...Prenses bir gün tüm cesaretini toplayıp yeni prense açılmaya karar vermiş...
Kader bu ya yeni prens de zamanla hoşlanmış bizim prensesten. Beraber kaçmaya, kendi ülkelerinde bu birlikteliği yaşamaya karar vermişler. Ne prenses ne de prens etraftan söylenen kötü sözlere kulak asmamış. Şimdi çok uzakta, kendilerine kurdukları, masaldan daha masal, gerçekten daha gerçek bir diyarda dillere destan bir aşk yaşamaktalarmış...
16 Nisan 2008 Çarşamba
11 Nisan 2008 Cuma
Ters İleti
Hayatımda önemli rolle almaya başlasın. Aslında hep başrol oynasın. Kana karışsın, zehrini akıtsın. Rüyalarıma girip zeki olduğunu kanıtlasın; iletileri tersten yazsın. Zeka soruları sorsun bol bol; gelişmekle kalmasın, beni de geliştirsin. İkimizi düşünsün; hayallerimiz ortak olsun; Mısır' a gitmeyi isteyelim örneğin. Herhangi bir piramidin içinde gizemi keşfedilmemiş bir odada mahsur kalalım. Daracık odanın içinde heyecanlı dakikalar yaşayalım. Bizim yokluğumuzu farkedip bağırış çağırışlar içinde telaşla ikimizi arayanlar tarafından değil de tesadüfen oradan geçen bir Mısırlı tarafından kurtarılalım.
Etki
Her şey karmakarışık. Yaşananlar karşısında aldığımız tavır, bizi insanlar karşısında yüceltiyor ya da daha alt bir seviyeye indiriyor. Yani kendi irademizle aldığımız kararlar, insanlar tarafından süzgeçten geçiriliyor, ardından neden böyle bir sonuca vardığımız sorgulanmadan değerlendirmeye tabi tutuluyor. Böylece insanların gözünde görünüşümüz belirleniyor. Hiç kimse umurumda değil diyen biri diğerlerinin düşüncelerini dikkate almadığını; sadece kendisi için yaşadığını anlatmaya neden çalışsın ki? Yoksa insanların tutumları beni böyle davranmaya zorladı, aslında ben gördüğünüz gibi değilim, siz beni baştan beri yanlış tanıdınız, o yüzden beni ilgilendirmiyorsunuz mu demek ister? Hayatımızı kendimiz belirlemeye çalışırken neden yaşantımıza adını bile bilmediğimiz insanlar etki eder?
Yazamamak
Konusu hikaye yazmak olan hikayeler de yazılmalı. Yazmaya çabalayan, topu topu birkaç sayfa yazabilen, o sayfaları yazarken sadece yazdığı konuyu düşünen, düşüncelerini kağıda aktarmaya çalışan ama büyük bir kısmını aktaramayan insanlar hakkında hikayeler yazılmalı.
Önemli olan yazmayı istemek, beynini yazma düşüncesine yoğunlaştırmak değil midir zaten... İlk denemelerde başarılı olamamak yazdıklarını beğenmemek olası durumlar değil midir? Birçok kitap okumuş biri yazılarını usta kalemlerin yazılarıyla karşılaştırırsa kendi yazılarını beğenmemesi çok doğaldır. yazdıklarını yüz kızartıcı bir acemilik olarak saklamalı mı yoksa ileride yetkin bir yazar olma hayalleri içinde saklamalı mı?
Önemli olan yazmayı istemek, beynini yazma düşüncesine yoğunlaştırmak değil midir zaten... İlk denemelerde başarılı olamamak yazdıklarını beğenmemek olası durumlar değil midir? Birçok kitap okumuş biri yazılarını usta kalemlerin yazılarıyla karşılaştırırsa kendi yazılarını beğenmemesi çok doğaldır. yazdıklarını yüz kızartıcı bir acemilik olarak saklamalı mı yoksa ileride yetkin bir yazar olma hayalleri içinde saklamalı mı?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)