5 Haziran 2009 Cuma

Ne Dersin Sevgili?

Rafa kaldırdığım tüm kitaplar değerlidir benim için; yol üstünde tutarsam herkes ne kadar göz alıcı kapağı varmış bu kitabın diyerek göz ucuyla bakabilir sana, kimbilir belki okumak isteyebilir.Sindire sindire her cümle üzerinde düşünerek okularsa eğer, sen onların gözlerine alışırsın belki, Allah korusun. Ben seni bir kez okuyup rafa kaldırayım, hem kimse benim kitaplarıma dokunmak istemez raftayken, hem de kapağını göremedikleri için tutulamazlar sana.. Ben bir kez okuyayım seni; her kelimenin ne kadar incelikli bir mürekkep işçiliği sonucu yazıldığını düşünerek. Her cümlenin sonunda noktalama işaretlerine takılsın gözlerim; ne kadar yüce bir düşünceyi, kavramı aktardığını düşüneyim her cümlede.
Ne dersin sevgili?

13 Şubat 2009 Cuma

Şinanay

Bence aşk sevdiğinle Sezen Aksu dan şinanay' ı beraber dinliyormuş gibi hissedebilmek. aynı hislerle şinanay şinanay diyerek bacaklarınla ritim tutabiliyorsa, elini şaklatabiliyorsan hadi evlen onunla. şinanay şinanay.. İlkbaharda güllerim soldu yu el ele dinleyip masum bir öpücük kondurabiliyorsan dudağına en yakın yeşilliğe uzanmalı. en umutlu anı o an olmalı insanın, zaten sevgili Sezen Aksu dinlerken sevgili olduğunu hissettirebiliyorsa evlenmeli onunla, evlenmek istediğin kıza sezen aksu dinletilmeli mutlaka. ayrılıktan bahsediyorsa güllerim soldu, bitişten bahsediyorsa, sevgili bu şarkıyı neden bana dinletiyorsun der, senin hissettiklerini hissedemez de salak kız triplerine girerse anında ayrılmalı. şinanay şinanay...

5 Ocak 2009 Pazartesi

......

''Bu durum İsrail'i sıkıntıya sokacaktır.Bu gidiş gidiş değil. Er veya geç hak egemen olur. O bombaların altında ölen çocukların ahı yerde kalmayacaktır. O gözyaşlarında zulmedenler boğulacaktır.''

Türkiye Cumhuriyeti başbakanının böyle konuşması bazı şeylerin değiştiğini açık açık gösterir.
Bizim kendi aramızda kurduğumuz cümleleri devletin dile getirmesi mutluluk verici.

Kimbilir belki günün birinde, dünyanın gözü önünde Filistin' e silah ve askeri malzeme hibe edebilecek kadar büyük bir devlet oluruz. Amin.

4 Ocak 2009 Pazar

Bel

Merdiven ya da herhangi bir yerde arkasından gittiğim bir kızın belini kapatmaya çalışmasına sinir oluyorum.. Sapık mıyım ulan ben orana burana bakayım.. Bilmiyorsun ki açık olup olmadığını dahi bilmeden yaptığın bu hareket sonrası inadına bakıyorum sana..

29 Kasım 2008 Cumartesi

fa-ruk

O kadar haklısın ki
Dayanamıyorum buna
O kadar güzelsin ki
Çok çirkin kaldım yanında
O kadar yalnızsın ki
Dayanamıyorum buna
O kadar sıcaksın ki
Çok soğuk kaldım yanında. .

. . . .
çok gerçeksin..

bu yüzden çoook güzelsin . .

13 Ekim 2008 Pazartesi

Adsız Özlem

Mesela ikimiz de
Ki ikimiz demek bile… durmuyorum hiçbir şeyin üstünde artık.
Yanlış aşklardan dönmek yaptığımız
Yanlış bir yazgıda sıkışıp kalmak.

Susturmak isterim ki beni az çok bilirsin
Sözcükler söylendikçe benliğimi kaybediyorum.
İki üç yanlış söz duyuldukça,
Aşkın yasak oluşu bellendikçe…
Hiç mutlu değilim ben, bu evler bile pek garip
Ellerin bile pek garip.

İnandırmak değil sorun, inanman da öyle ya aslında
Neyin önemli olduğunu bir türlü çıkaramıyorum
Bu günlerde gökyüzüne bile âşık oluyorum.
Sonra döne döne kendimden nefret ediyorum.


Kafanı karıştırdığım o kısacık arada bir kezcik elini tutabilseydim ve ardından ölseydim.
ama olmadı, hala yaşıyorum ne yazık ki.
bişi diycem aramızda kalıcak, bu konuyu da açmıcaksın, ona göre söylücem derken sen şu vakit, öleyim artık.

2 Ekim 2008 Perşembe

Hadi Gel.

Sen bizimleyken bayramların ilk akşamları evde oturacak yer bulunamazdı, bu akşamsa pek gelen olmamış.
mış diyorum çünkü hayatımda ilk defa bir bayramın ilk akşamı evde değildim.
Sen yokken böyle bir akşam evde nasıl geçecek ki..

Biliyorum bu olanaksız ama sadece bayramlarda gelsen, birer akşamcık..

Yokluğunu en çok bayramların birinci günleri hissedeceğim sanırım..

20 Eylül 2008 Cumartesi

.....

bakışların neden uzaktır bana?
oyunlar oynama, sarıl boynuma
ne zaman gerçek olacak bu rüya?
deva gerek şu çaresiz aşkıma

14 Eylül 2008 Pazar

Dandik Dünya

''Yaşadığın dünya, yarattığın dünyadır.''

Ne güzel demiş filozof.
Benim söyleyemediğim şeyleri söyleyenlere büyük bi saygı duyuyorum, imreniyorum onlara.

Ne dandik bi dünya kurmuşsun kendine Faruk.. Memnun musun peki, neden hiç düşünmüyorsun bunu? Neden her şeyi erteliyorsun? Ne zaman zevk almaya başlayacaksın hayattan?

- Dandiksin olm sen. İmzan bile dandik.
- Saol hacı..


Tekil hayatlar da bir gün devrim yapar ya!

12 Eylül 2008 Cuma

...

Ne zaman hayatımı etkilemeye çalışmaktan vazgeçeceksin
Zorlayarak yaptırmaya çalıştığın şeylerin tam tersini yaptığımın hala farkına varamadın mı
Senin istediğin gibi biri olmuyorum işte neden hala ısrar ediyorsun ki
Normal bir insan hayatı için önemli sayılabilecek tüm kararları sen aldın hayatımda, hoş bence hiçbiri önemli değildi
Her ne kadar hayatıma yön vermeye çalışsan da hiçbir zaman beni uzun süreli huzursuz etmene izin vermedim
Biliyorum kafanda bir şeyler tasarlayıp, geçmişte senin yapmanı istediğim fakat benim yapmadığım, zaten yapmak istemediğim şeylerin acısını nasıl çıkartırım diye düşünüyorsun
Başaramayacaksın, bunu sen de biliyorsun. Huzurumu kaçıramayacaksın
Yine de deneyeceksin, kafana koyduğunu gerçekleştirmeye çalışacaksın
Hadi buyur bakalım

20 Ağustos 2008 Çarşamba

.

Neden geri geldiğini söyler misin lütfen?
Muallak konuşmaları, ardından düşünmeleri kaldıramam artık.

19 Ağustos 2008 Salı

Ben bağımlı değilim ki hacım..

Ben bir kez sigara içen ve muhtemeldir ki nadir de olsa içmeye devam edecek birinin ileride sigara bağımlısı olacağına adımın faruk olduğu kadar eminim. Nasıl desem benim sokaktaki tüm arkadaşlarım sırası ile 2 yıl önce 3 yıl önce 4yıl önce faruk ben bağımlı değilim ki hacım, istediğim zaman bırakabilirim deyip ara ara içiyorlardı, şimdiyse aradan kaç yıl geçtikten sonra yine ben bağımlı değilim istediğim zaman bırakabilirim diyorlar ama hepsi kabullenmeseler de bağımlı oldular.
Yani kısaca diyeceğim şu ki taa en başında ben aptal değilim ki faruk bağımlı olayım deyip şu anda bir daha tek bir sigara dahi içmemeye karar verirsen tamam sana inanıyorum derim. Ama bunları deyip kendine söz vermezsen emin olabilirsin ki birkaç yıl sonra o geçmişte arkadaşlarımın yaptığı gibi sen de bağımlı olduğunu kabul etmeyeceksin belki lakin sen de bağımlı bir aptal olacaksın. Kusura bakma şu sigara mevzuunda tahmin edemeyeceğin kadar hassasım. Bu geceden itibaren bir tane dahi olsa içme ne olur.

Lütfen kimse üzerine alınıp cevap vermesin. Bir arkadaşıma yazmıştım alıntılayayım dedim sadece, sigara içenlere laf sokmak gibi bir maksadım yok. Herkesin kendi tercihidir.

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Yük

- Acılarını azar azar dağıtabilsen insanlara, hayat fazla yüklerini çekip alıverse üzerinden..
..en fazla yükü bana verir miydin prenses? sanırım fazlasıyla tekdüze ve sorunsuz bir hayat yaşıyorum da.

- ben bencilim iyi kötü her ne varsa bende
kimseye bir şey yok :))
ne diyor şarkı:
"yenilmesem hiç büyümezdim..."

2 Haziran 2008 Pazartesi

Devam mı?

Ulan şu aşk-meşk işleri karşıma neden normal şekillerde çıkmıyor ki..
Güzel bir şeyin olmasını istiyorsam illa Sırat Köprüsü' nden geçmek zorunda mıyım Allah' ım..
Hadi geçtik diyelim sonunda boklu dereye düşmek de var..
Yola çıkmalı mı..

Daha ne kadar gücüm var...

16 Nisan 2008 Çarşamba

Prensens - Prens

Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarların birinde bir prenses yaşarmış. Bu prensesin gaddar mı gaddar, kötü mü kötü bir prensi varmış. Prens kötüymüş ama prensesi çok severmiş. Prenses ise prensi sevdiğini zannettiği için o ne derse yapar, sözünden hiç çıkmazmış. Günlerden bir gün bambaşka bir masal ülkesinin prensi çıkagelmiş. Bu prens bizim prensin arkadaşıymış meğer. Prenses görür görmez aşık olmuş yeni prense. Ama imkansızmış bu aşk. Yeni prens çok akıllı, dürüst bir insana benziyormuş. Hiç böyle biri bu ilişkiyi onaylar mıymış... Ülkesinde bu durum çok ayıp karşılanırmış ama bizim prenses epey kararlıymış...Prenses bir gün tüm cesaretini toplayıp yeni prense açılmaya karar vermiş...
Kader bu ya yeni prens de zamanla hoşlanmış bizim prensesten. Beraber kaçmaya, kendi ülkelerinde bu birlikteliği yaşamaya karar vermişler. Ne prenses ne de prens etraftan söylenen kötü sözlere kulak asmamış. Şimdi çok uzakta, kendilerine kurdukları, masaldan daha masal, gerçekten daha gerçek bir diyarda dillere destan bir aşk yaşamaktalarmış...

11 Nisan 2008 Cuma

Ters İleti

Hayatımda önemli rolle almaya başlasın. Aslında hep başrol oynasın. Kana karışsın, zehrini akıtsın. Rüyalarıma girip zeki olduğunu kanıtlasın; iletileri tersten yazsın. Zeka soruları sorsun bol bol; gelişmekle kalmasın, beni de geliştirsin. İkimizi düşünsün; hayallerimiz ortak olsun; Mısır' a gitmeyi isteyelim örneğin. Herhangi bir piramidin içinde gizemi keşfedilmemiş bir odada mahsur kalalım. Daracık odanın içinde heyecanlı dakikalar yaşayalım. Bizim yokluğumuzu farkedip bağırış çağırışlar içinde telaşla ikimizi arayanlar tarafından değil de tesadüfen oradan geçen bir Mısırlı tarafından kurtarılalım.

Etki

Her şey karmakarışık. Yaşananlar karşısında aldığımız tavır, bizi insanlar karşısında yüceltiyor ya da daha alt bir seviyeye indiriyor. Yani kendi irademizle aldığımız kararlar, insanlar tarafından süzgeçten geçiriliyor, ardından neden böyle bir sonuca vardığımız sorgulanmadan değerlendirmeye tabi tutuluyor. Böylece insanların gözünde görünüşümüz belirleniyor. Hiç kimse umurumda değil diyen biri diğerlerinin düşüncelerini dikkate almadığını; sadece kendisi için yaşadığını anlatmaya neden çalışsın ki? Yoksa insanların tutumları beni böyle davranmaya zorladı, aslında ben gördüğünüz gibi değilim, siz beni baştan beri yanlış tanıdınız, o yüzden beni ilgilendirmiyorsunuz mu demek ister? Hayatımızı kendimiz belirlemeye çalışırken neden yaşantımıza adını bile bilmediğimiz insanlar etki eder?

Yazamamak

Konusu hikaye yazmak olan hikayeler de yazılmalı. Yazmaya çabalayan, topu topu birkaç sayfa yazabilen, o sayfaları yazarken sadece yazdığı konuyu düşünen, düşüncelerini kağıda aktarmaya çalışan ama büyük bir kısmını aktaramayan insanlar hakkında hikayeler yazılmalı.
Önemli olan yazmayı istemek, beynini yazma düşüncesine yoğunlaştırmak değil midir zaten... İlk denemelerde başarılı olamamak yazdıklarını beğenmemek olası durumlar değil midir? Birçok kitap okumuş biri yazılarını usta kalemlerin yazılarıyla karşılaştırırsa kendi yazılarını beğenmemesi çok doğaldır. yazdıklarını yüz kızartıcı bir acemilik olarak saklamalı mı yoksa ileride yetkin bir yazar olma hayalleri içinde saklamalı mı?

1 Ağustos 2007 Çarşamba

Cümle Alem

Ben olsun istiyorum,
sen yanlış yapıyorsun diyorsun,
ben yanlışımı düzeltmeme yardımcı ol diyorum,
sen bana kızıyorsun..

Sen ben içimde, cümle alem dışımda.

11 Temmuz 2007 Çarşamba

Srebrenitsa Katliamı

12 sene önce bugün son yüzyılın en büyük dramlarından biri yaşanmış, Sırplar bizim 8 bine kardeşimizi katletmiş, hem de Birleşmiş Milletler tarafından 'güvenli bölge' ilan edilen bir yerde... Üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen hala yüzlerce ölü beden çıkıyormuş toprak altından…
-mış yazdım çünkü bilmiyordum bugünün katliamın yıldönümü olduğunu, ne yazık ki bugüne kadar yüreğimi burkmamıştı bu katliam…
Katliamdan sonra genç kızları ayırıp hepsine tecavüz etmişler, çoğu hamile kalmış...
Haberlerde izledim, Sırplar tarafından tecavüz edilen ve sonrasında hamile kalan bir kadınla söyleşi yapıyorlardı. Kadın çocuğu aldırmak için doktora gitmiş, doktor, altı aylık hamilesin çocuğu almak çok riskli, ölebilirsin, demiş. Kadın şu cevabı verdi: 'Bir Sırp'ın çocuğunu doğuracağıma ölürüm daha iyi…'

6 Temmuz 2007 Cuma

İnsan Organlı Varlıklar

Yerde yaralı halde yatan gazeteciyi öldüren ya da yaralıları taşıyan bir ambulansa ateş açan İsrail askerleri bu fiilleri gerçekleştirirken neler düşünüyordu acaba?

Normal insanlar gibi sağlıklı düşünemedikleri kesin de..

Ağzımı bozmayayım, küfür etmeyeyim diyorum ama nerde..
Malum dünyamızda insan organlı varlık çok..

24 Haziran 2007 Pazar

Kola Şişesi

Yakalarken ne kadar da hevesliydim, hepsini eve getirecektim, bir-iki gün onlarla oynayacaktım, öleceklerdi ama olsundu en azından meşgale çıkacaktı bana..
Saydım tam onüç tane yengeç yakalamışız. Az-buz değil yaklaşık kırkbeş dakika sığ dere içinde yengeç peşinde koştuk. Yakaladıklarımızı afiyetle boşalttığımız kola şişesinin içine koymaya başladık. Arkadaşların dediğine göre ben başka yengeçlerin peşindeyken kola şişesindeki yengeçlerin en irisi küçük yengeçlerin kollarını kopartıyormuş..
Neyse, sonrasında ben devraldım yengeç nöbetini; on-onbeş dakika uzun bir sopayla oynadım yengeçlerle(e biraz tırsma da var tabii) sonra sıkıldım, zaten onlar da birbirleriyle oynaşmayı bırakmışlardı.. Bezgin hayvanlarla uğraşmak hoşuma gitmedi..
Acıdım sonra yahu, salıverdim hepsini..
Olsundu, en azından meşgale çıkmıştı..
Japon beslemek en iyisi, yengeç terbiyeciliğine gerek yok:))

19 Haziran 2007 Salı

bal'ım

Konuşmanın benim tarafımdan olan kısmı, sadece benim yazdıklarım..

-dün gece ne düşündüm: acaba seni 3 sene öncesinden çok daha fazla mı sevsem.. şimdi sadece ayrılsın diyorum, ayrılmıyorsun ayrılmayacaksın. ama bazen diyorum ki: ben seval i hiçbir zaman tüm benliğimle sevmeye çalışmadım, sevmedim, acaba şimdi delicesine seversem ne olur..
-sence ne olur?
-ben bilerek tüm benliğimle seni sevmedim, çünkü sen hep başkasını başkalarını sevdin, eğer delicesine seni sevseydim üzüldüğümden çok daha fazla üzülürdüm. ama şimdi diyorum ki kendime sen hiçbir zaman seval i tüm uzuvlarımla sevmedin, dene bi. mi?
-dedim ya sen hep başkalarını sevdiğin için ben sana bağlanmaktan, üzülmekten korktum. ama artık bir şeylerin değişmesini istiyorum yaşamımda.
-başka ne diyeyim ki, beni ağlatabilen tek insansın.
-ağlattın işte ya, sormasana.
-ne garip insanım ben, bir saat önce başka biriyle dönmekten bahsediyordum, şimdiyse zaten ben seninle hep dönüyordum, gel beraber dönelim diyorum.
-evet onur’ un sana ihtiyacı var ama benim sana olan ihtiyacım, tutkum..
-ne güzel demiş abim: ellerin uzanmasın uzak dursun dedim, hayal ettiklerin bana yakışmasın..
-hayır, duman benim grubum, lafı geçmişken 'senin gibi' yi armağan ediyorum sana, aç bi dinle benden sana gelsin:)
-benim sana ihtiyacım yoksa neden beş seneden beri değişmeyen tek arzum sensin.. evet artık mutlu sayılabilirim çünkü neşeli görünmeyi, insanları aldatmayı öğrendim.
-dedim ya işte mutlu GİBİ görünüyorum sadece, mutlu olsam sana her şeyimi söylediğim gibi bunu da söylerdim.
-mutsuz değilim evet ama artık biraz da mutlu olayım istiyorum, şimdiye kadar hep orta karar yaşadım zaten..
-öğrenemedim ki mutlu olmayı, bir türlü başaramıyorum..
-ben ne diyorum, sen ne diyorsun hala.. dışarıdan nasıl göründüğümün ne önemi var ki, kafama taktığım, sürekli beynimi kemiren biri var ve ben kendime hiç iyi görünmüyorum.
-haklısın kendimi düşünerek yazıyorum bunları.
-çok haklısın senin yapacak bir şeyin yok, artık benim de bal'ım öldü galiba.
-bal'ım mı: aşkım sen benim bal'ımsın, kanıma karışmış kanın..
-belki baştan olur deseydin hiç böyle şeyler yaşanmayacaktı. çoktan hayatından çıkmış olacaktım.
-başta kabul etseydin, hiç bunları konuşmazdık şu an, hatta senin açından daha iyi olurdu. neden öyle olacağını bildiğim için istemedim belki de dedin ki?
-belki hiç anlaşamazdık demek istiyorum.
-ben böyle devam etmesinden korkuyorum artık, zaten beş sene uzun bir süre ve hala devam ediyor..

18 Haziran 2007 Pazartesi

Sistem

Öyle gözüküyor ki sınıflı bir sisteme geçiyor topluluğumuz. Altta kalanlar, üste çıkmaya çalışanlar, hep altta kalacaklar, bilgin gibi görünenler, tırmalayanlar, ezilenler..
Eskiden kardeşçe yaşardık, pek samimi değildik, gruplaşma azdı, karmakarışıklık yoktu, kimse birbirine durduk yere laf atmaz, kimse her yazılana cevap veriyor diye püskürtülmezdi.
Şimdi en neşeli insanlara sataşılıyor, neşeleri tanımadığı kişiler tarafından kaçırılıyor; en akıllı, hitabeti seviyeli, hakkını savunabilen kişiler püskürtülüyor.
Eskiden kendi halimde biriydim etliye sütlüye karışmazdım ama artık başkalarının hayatları, davranışları da beni ilgilendirmeye başladı ve artık tanışma bitti sanırım.
Yerleri süpüren, temiz bir yerde yaşamamızı sağlayan yetkililer olsun fakat yetkililer tarafından yetkilendirilen 'Tanrı'nın Eli' kıvamında insanlar olmasın.
Yetkililer insanların isteklerine aldırış etsin, memnun etsin, kulak deveye üstün gelince develer birleşip kulakları çekmesin, kesmesin.
Her zaman ne derler: Sevgi olmayabilir ama saygı mutlaka gerekli.
Bilinsin ki kulak hiçbir zaman kulaklığını unutmadı, unutmayacak.
Saygılarımla.

16 Haziran 2007 Cumartesi

Fotoğraf

Bu fotoğrafta çok güzel çıkmışsın; ama elini omzuna atan kişi terk edip gitse seni, bir daha beraber fotoğraf çektiremeseniz?..